Y.Mim. Çelik ERENGEZGIN
19.7.2000
“EKO” MAKAMINDAN GIRIS TAKSIMI !..
“Yasam Döngüsü ve Mimari Kurgu” yazisinda
“ekolojik yapi” tanimlamasinin, hayal dünyamizda karmasa yaratan
ve kisisel yoruma terkedilmis sinirlarindan söz etmistik.
Dogadan çagrisimlar yapan her seyi ekolojik sanma saplantisina
deginmistik.. Kaldigimiz yerden devam edelim isterseniz..
Bir de örnek olsun niyetine “ekolojik ikiz
ev” tasarimina yer verelim. Bu satirlari yazanla tasarimi
kurgulayanin ayni kisi olmasi, sanirim elestiri oklariniza
gergin bir yay bulmayi kolaylastiracaktir.. Bence iyi de olur.
Balkonundan sarmasik benzeri yesil bir seyler sarkan gökdelenlerin,
bir taraftan gögü delerken nasil olup ta ekolojik dengeyi
koruduklarini hep merak etmisimdir.. Tek savunmalari tabanda
daha az yer kaplamak !.. Dikey yogunlugun; yakin çevreyi,
trafiginden alt yapisina kullanilmaz hale getiren isgalini
nasil da görmezden geliyorlar bilemiyorum. Sanki orada oturanlar
gökten zembille binaya ulasmakta, “alt yapi hizmetleri” de
isim degistirmis; “gök yüzü hizmetleri” olarak icra edilmekte..
Gittikçe daha çok yükselmek ve bunu tek çare
sanmak; doktorlarin bizi, sirf antibiyotik ya da kortizonla
tedavi etme gayretlerine benziyor. Bu derdi; alinacak akilli
planlama kararlari ve gerçek ekolojik yapilarla kökünden çözmek
olanakli iken, hastaliga davetiye çikarmamiza gözünü yuman
doktor kiligina girmis mimarlar, yan etkileri tedavisinden
beter ilaçlari bize yutturup vizite parasini hak etmeye çalisiyorlar
sanki.. Benim, onlari nasil kiyasiya elestiri hakkim varsa,
sizlerin de beni “parça pinçik” etmeye hakkiniz var !.. Her
türlü elestiri, kisileri degil fikirleri hedef aldigi sürece
yararlidir. Tartismak susmaktan iyidir..
Yüksekte basi dönmeyen bu cesur meslektaslar;
zeminde baglarini kopardiklari yesili 58. katta bulmaya çabalarken,
çayirda düsürdügü parayi sokak lambasinin dibinde arayanlara
benziyorlar. Yilmadan arama gayretlerini takdir ediyorum.
Ama biri onlara bunun bosuna oldugunu söylemeli.. Üstelik
insanlari üst üste yogunlastirmanin, onlari sosyal kaynasmaya
degil tersine bireysel yalnizliga ittigini de anlatmali..
Belki de böylece dogru yolu bulacagiz. Belki
de artik, mimari kaygilarin; yatirimci müteahhit taleplerini,
sehirsel arsa rantini ve sekilsel tutkulari asip, “insan tabanli”
tartisma zeminine tasinmasina yardimci olacagiz.. Konfeksiyon
modasi tekrarinda usandiran görsel tutkular yüzünden kötü
yola düsmekten, belki de son anda kurtulacak mimarlik.. Galiba
romantik oldu biraz.. Olsun.. “Optimum” denilen evleri “optimum”
sanmaktan daha az tehlikelidir romantizm..
NEREDEN ÇIKTI SIMDI BU TASARIM ?
Bir karikatür animsiyorum ; masa üstünde serili
bir projenin karsisina insanlar geçmis tasarimcilara soruyorlar:
“Çok güzel olmus ! Nerde yapilacak bu proje ?” Begenilmekten
hosnut olarak kasilan mimarlarin cevabi
su : “Arsasini henüz tasarlamadik !..” Bu tasarim da öyle
iste.. Önce ovalari isgal eden sehirlerimize inat, güneye
bakan % 25 egimli bir yamaçta hayali bir arsamiz olsaydi dedim..
Evlerin kapali alani 150 m2 yi asmasa, ekonomi ugruna bazi
ortak paydalardan yararlanmak için ikiz olsa dedim..Yani ;
“mesela” dedim!..
Bu bir zihinsel isinma. Ya da, muhtemel siki
bir maçtan önce rakibi tanimaya yönelik sportif hazirlik..
Özellikle temiz enerji kaynaklarini planlamaya dahil etmis
dünya mimarligindan örnekleri incelerken, bu yapilarda; günes
paneli, kolektörü, rüzgar türbini ,trombe duvari gibi teknik
çözümlerin, sandala kiçtan takilan motor gibi egreti durdugunu,
bir türlü, her seyi önceden kurgulanmis bir yat tasarimi basarisina
ulasilamadigini hissettim. Bu gözle inceleme yapmis olanlar,
ekolojik iddiasinda olup mimari kaygi tasimayan yapilarin
% 90’i astigini görmüslerdir. Iste bu oran benim kanimi oynatmaya
yetti !..Böylece bu tasarimin nereden çiktigini ögrenmis oldunuz..
TASARIMIN TEMEL ILKELERI..
Egimli yamacin en az tahribatla konuta dönüsümünü
saglamak için, zemin katta sirta yaslanan ev, üst katta egimden
kazanilan alana dogru büyüdü. Kesitlerde bunu görmek mümkün..Zemindeki
hafriyattan çikan toprak, üst katta arkaya dogru büyüyen alanin
üzerini örtmek için kullanilmis, böylece yatak odalari tarafinda
iyi bir izolasyon saglanmistir. Yagmur sulari dis havuz ve
oluklarla yer alti deposuna alinip filtre edilmektedir. Yatak
odalarinin ön kisim tavaninda, yagmur sularinin ve muhtemel
yer alti sularinin toplanacagi 5 tonluk bir su deposu yerlestirilerek
isi izolasyonu yine dogal yöntemle çözülmeye çalisilmistir.
Bu deponun üstünde, dis kenarlarda, günes kolektörlerinden
gelen sicak suyu depolayan üçgen kesitli ilave depolar mevcuttur.
45 derecelik egime sahip çati bölümünde 9
adet günes paneli ve iki adet günes kolektörü vardir. Ikiz
eve bir adet rüzgar türbini destegi ile evin tüm elektrik
ve sicak su ihtiyaci buradan karsilanmaktadir. Panellerin
oldugu taban, terasta bulunan sonsuz vidalar yardimi ile 15
derece daha kaldirilip “kis” konumuna getirilebilmektedir.
Ön cepheye bakan salon yüzü, trombe duvari
olarak çözülmüs, cam arkasinda isi toplayan ve baca olusturan
kabuk, çati egimine paralel olarak “L” biçiminde içe dönmüstür.
Ara boslukta isinan sicak hava, üstten içeri verildiginde
mekani isitmakta, disari verildiginde ise kuzeyden alinan
serin havayi içeri çekerek mekani sogutmaktadir..Devam eden
sera cami; distan egime paralel açilip kapanan örtü ile günes
kontrollüdür..
Yamacin egimi, çati altinda iç bahçe olarak
mutfaga tasinmistir. Isik olanagi arttirilarak burada; maydanoz,
sogan benzeri sebzelerin yetismesine olanak saglanmistir..
Mutfak, salon ve yatak odalari ayrimi disinda, islak hacimler
ve diger bölümlenmeler; kullanicinin özel tercihlerine göre
yapilmak üzere simdilik planlama disinda birakilmistir.
Ayni zamanda evin dis duvarlarini da olusturan
tüm çatinin ve üst katin tamami; “ahsap”tan insa edilecek,
topraga gömülü kisimlar ve bosluklu trombe duvari; “betonarme”,
ses izolasyonu için 10 cm aralikli çift duvar bölme ve mutfagi
ayiran egrisel duvar;”tugla” olacaktir. Ön cephedeki toprak
tepeciklerini ve iç bahçeyi tutan duvarlar ve yan istinat
duvarlari “tas”tir..